Alim
Hayrettin Karaman: İslam’da ruhban sınıfı ve bu sınıfa mensup din adamı yoktur
Müslümanın ibâdet etmek, tevbe etmek (günah çıkarmak), hâsılı dînî hayatını yaşamak için -din adamı vb.- bir aracıya ihtiyacı yoktur. Câmide namazı cemâatle kılmak için belli bir sınıfa imam olma imtiyazı verilmemiştir. Cemâat içinde en bilgili, ahlâklı ve okuması düzgün olanı öne geçer ve namazı kıldırır.
Hayrettin Karaman - Yeni Åžafak
Bu konuda ısrar ediyorum ve konuyu gündeme taşımamın önemli bir sebebi var: EÄŸer bir dinde, bir inanç sisteminde “din adamları sınıfı” varsa, bu sınıfa mensup olanlar kılık kıyafetten aile hayatına, günah ve hatadan uzak olmaya kadar diÄŸer insanlardan farklı özellikler taşıyorlarsa, bu sınıfa mensup olanların kutsallığına inanılıyorsa bu adamlar, cahil halkı peÅŸlerine takarak haçlı seferleri de düzenlerler, 15 Temmuz darbe teÅŸebbüsünde de bulunurlar. EÄŸer din istismarına dayanan terör ile mücadele edilecekse önce Allah’a, peygamberlere ve diÄŸer beÅŸere ait sıfatların doÄŸru bilinmesi, sınırların birbirine karıştırılmaması gerekiyor.
Okuduğunu anlamasına bir mani bulunmayan değerli bir arkadaşımız benim bu konudaki yazıma karşı bir yazı kaleme almış, şöyle diyor:
“…Bizler Ä°slam’da da, diÄŸer dinlerde de ‘Din Adamı’ vardır diyoruz. Daha evrensel ve daha kapsayıcı bir tabirle her mesleÄŸin, her iÅŸin bir uzmanı vardır aziz dostlar. Uzmanı olmayan hiçbir iÅŸ yoktur… Modernite’nin en mühim yüzlerinden birisi anti-tradisyonel yani Anane-Karşıtı oluÅŸudur. Bu konumunu ona karşı yaptığı devrimle elde etmiÅŸtir. Bariz özelliklerinden bir tanesi de hiyerarÅŸi kavramına karşı oluÅŸudur… Oysaki Ä°slami Gelenek böyle söylemiyor. En baÅŸta Allah Teâlâ mukaddes Kur’an’da pek çok yerde yaratılışta mertebeler olduÄŸunu belirtiyor. Buna baÄŸlı olarak epistemolojide mertebeler olması kaçınılmazdır. Kur’an’da ‘Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır’ (Yusuf 76) denilerek bilgide bir hiyerarÅŸi olduÄŸu çok açık bir ÅŸekilde belirtiliyor… Hz. Peygamber bir din adamıdır. Ehl-i Beyt imamları, Ehl-i Sünnet imamları hepsi din adamıdırlar. Arifler din adamıdırlar. Hatta daha da öte Allah adamıdırlar. Ricâlullahtırlar…”
Ben ne demiÅŸtim:
“Ä°slâm’da lâiklik düşüncesi, kavramı ve uygulaması yoktur. Çünkü Batı'da bu düşünce ve hareketin doÄŸmasına sebep kilise ve din adamları (ruhbanlar)’dır. Kelimenin lûgat mânâsında bile bu sebebin izleri vardır; çünkü lâik, clergé’nin karşıtı olarak ruhban olmayan, kiliseye, dîne ait bulunmayan, din-dışı mânasına gelmektedir. Ä°slâm’da ise din adamları sınıfı mevcut deÄŸildir. Her Müslüman, din ve Allah ile iliÅŸki bakımından eÅŸit imkân ve seviyeye sahip bulunmaktadır. Müslümanın ibâdet etmek, tevbe etmek (günah çıkarmak), hâsılı dînî hayatını yaÅŸamak için -din adamı vb.- bir aracıya ihtiyacı yoktur. Câmide namazı cemâatle kılmak için belli bir sınıfa imam olma imtiyazı verilmemiÅŸtir. Cemâat içinde en bilgili, ahlâklı ve okuması düzgün olanı öne geçer ve namazı kıldırır. Ä°slâm’da lâiklik uygulaması da yoktur. Çünkü teorik olarak din ile devleti ve toplumu birbirinden ayırmak, birbirinin müdâhalesi dışında tutmak mümkün olmadığı gibi uygulamada da dîni temsil eden kilise gibi bir kurumun devlete karşı yetki mücadelesine giriÅŸtiÄŸi olmamıştır. Ä°slâm’da devletin baÅŸkanı aynı zamanda cuma ve cemâat imamıdır; hem din, hem de devleti korumakla yükümlüdür.”
Allah aşkına söyleyin:
Benim yok dediğim ile bu arkadaşın var dediği aynı şeyler ve kişiler mi?
Ben alim yok demiyorum, velî yok demiyorum, herkesin çalışarak kazanabileceği ehliyetle bir kısım dini görevleri üstlenmiş insanlar yok demiyorum, her işin bir uzmanı yoktur demiyorum ki, bana, bunları demişim gibi reddiye yazılsın. Mertebelerin ve Allah katında kulların derecelerinin farklı olması başka, bunların ruhbanlar gibi bir sınıf teşkil etmeleri başkadır.
GeleneÄŸe baÄŸlılıktan söz ediliyor; bana gelenekten bir kere geçmiÅŸ bile olsa “din adamları” ifadesini nakletsin tartışmayı bitirelim. Gelenekte ricalullah, ehlüllah, ricâlü’l-ÄŸayb, ulemâ, fukahâ, evliyâullah… vardır, ama “ricâluddîn” yoktur; çünkü bütün Müslümanlar “dinin insanları”dır.
Dediğim apaçık, sağa sola çekmenin manası yok (veya olumsuz bir sebebi olmalı); soruyorum:
Bizde Katolik Hristiyanlığında mevcut olan mana ve mahiyette clergé (ruhban) sınıfı var mı?
Bizde Budist rahiplere benzer din adamları var mı?
Hatırlayalım:
Budist rahipler inanışları gereÄŸi dünyevi iÅŸlerden kendilerini dışlamış hayatın yalanına inanmayarak kendilerini yalnızca dinlerine adamış durumdalar. GösteriÅŸten uzaklaÅŸmak için saçlarını sıfır numaraya kestiriyorlar ve bazen kazıtabiliyorlar. Rahipler hiçbir ÅŸekilde evlenmeyecek, cinsel arzuda bulunmayacak ve kadına dahil dokunmayacaklar. Yemek ihtiyaçları tapınak çevresindeki köylere ellerine kaplar ile ziyaret ederek Budizm dinine inanan insanlardan sadaka olarak alınan yemekler yenecek. Tek renk ve basit kumaÅŸlardan dikilen turuncu elbiseler giyilecek…
Bizde böyle bir din adamları sınıfı var mı?
Gelecek yazılarda Elmalılı M. Hamdi Efendi ve Ä°bn Arabî’den benim yazdıklarımı teyid eden nakiller yapacağım.
Henüz yorum yapılmamış.